1. aklını oynatmak, kafayı yemek, keçileri kaçırmak
- (fr) Buvons un verre au café d'en face s'il te plaît; j'ai besoin de parler. Sinon je vais péter un câble.
- (tr) Karşıdaki kafede bir şeyler içelim lütfen. Konuşmaya ihtiyacım var yoksa kafayı yiyeceğim.
2. küplere binmek, öfkeden kudurmak
- (fr) Quand mon père a appris que j'ai raté mon permis, il a pété un câble.
- (tr) Ehliyet sınavından kaldığımı öğrenince babam küplere bindi.
Kullanım notu: Aynı anlamlara gelen péter un plomb ya da péter les plombs deyimlerini de kullanabilirsiniz; ama hepsi teklifsiz konuşmalarda kullanılır. Asla resmî bir ortamda bu deyimleri kullanmayın
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder