1. arkası dönük olmak
- (fr) Pendant que j'avais le dos tourné, mon fils a tiré la nappe de table et cassé mon vase.
- (tr) Arkam dönükken oğlum masa örtüsünü çekti ve vazomu kırdı.
2. arkasını dönmek, gitmek, ayrılmak
- (fr) À peine le prof a le dos tourné, que les élèves recommencent à bavarder.
- (tr) Öğretmen arkasına döner dönmez, öğrenicler yine konuşmaya başlıyor.
- (fr) À chaque fois son mari promet de ne plus boire mais dès qu'elle a le dos tourné, il se remet à boire.
- (tr) Kocası her defasında artık içmeyeceğine söz veriyor ama o arkasını döndüğü anda yine içmeye başlıyor.
Ayrıca bakınız: tourner le dos
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder